-
Yalancının.. v.2
Çok önceleri bir yazımda, göz göre göre yalan söyleyenlerin ellerine cetvelle vurulsun temennili kelamlar etmiş idim.
Hepimiz yalana başvuruyoruz zaman zaman ama bazı yalanlar Münir Özkul'un kulaklarını çınlatmamıza sebebiyet veriyor. Duyunca sallama Ziyaaa! diyesimiz geliyor yalan sahibinin suratına suratına. İşte son zamanlarda aklıma takılan ufak at da serçeler de nasiplensin dedirten yalanlardan bir kaçı:
Ben küçükken saçlarım sarıymış, sonradan koyulaşmış:
Bu yalanı söyleyenler, kömür karası bir kafayla dolaştıkları halde küçükken altın sarısı saçlara sahip olduklarını iddia edip bitirirler beni. O kadar gizem dolu bir durumdur ki bilimadamları bile bu gizemli evrilişe bir açıklama getirebilmiş değil! Türkiye'de küçükken sarışın olup büyüdükçe esmerleşen bir kitle var; İsviçreli bilim adamları göreve! Her gördüğünüz naneye atlayıp araştırmasını biliyorsunuz, bunu da araştırın!
İsviçreliler'den önce ben Google'dan bir araştırayım dedim, fenomen olmuş bu! Kıskanıyorum lan! Millet sarışından başlar; kumral, esmer devam eder; biz bok kızılı geldik, bok kızılı gidiyoruz! Öf be!
Gözlerim dumanda, bi de ağlayınca yeşile dönüyor; renk değiştiriyor! Ne fantastik değil mi?:
Bebeğim, fosforlu cevriyem; bak şimdi: Senin gözün halihazırda, büyük ihtimalle eladır zaten. (Yani kara gözlü olup da bu yalanı söyleyebiliyorsan vay haline ayrıca!) Ve ela gözler de içlerinde yeşil renk barındırdıkları için (o nedenle biz onlara kahverengi ya da mavi değil de ela diyoruz, bilmem anlatabildim mi?) ağladığında ya da dumana maruz kaldığında yeşile dönüşmeleri söz konusu olamaz! Çünkü onlar zaten koyu yeşiller şekerim! Ne bileyim, güneşe baktığımda gözlerimin rengi daha bir ortaya çıkıyor de mesela, doğrusu o çünkü. Ama renk değiştiriyor deme, mutant mısın sen? Lütfen bu muhabbetle toplum içinde karizma yapmaya çalışma. Komik oluyorsun! :P
Yaa su içsem yarıyor!:
Su = İki porsiyon İskender, efendime söyliyim 3 tabak bol ketçaplı makarna, sonracıma tatlı olarak yarım kilo baklava olmasın sakın? Bence suyu biraz azalt sen, bak yarım ay olmuşsun!
İçeri gelsene. Aaaa ölümü yala gel, nooolursun bak darılırım!:
Ev sahibinin Allah belanı versin, nerden çıktın sen şimdi? Neyse, kibar ve nazik bir ev sahibi olmalıyım, mecbur yalana başvuracağım düşüncesinin ardından ansızın kapıda biten kişiye yönelttiği ısrar cümlesidir bu. Mutlak yarım ağızla söylenmelidir. Nooooolursun bak'ta yapmacıklığın dibine vurulup mümkün olduğu kadar ısrar edilir; karşıdaki yok canım hiç girmeyeyim diyorsa fazla diretmeden kapı suratına kapatılır. Evet, bu yalanda işler bu şekilde ilerler ve sonuca bağlanır genelde.
Ben senin iyiliğin için söylüyorum:
Kendi çıkarların öyle gerektirdiği için söylüyor olmayasın mor teletabim, emaye tencerem!
Dur bak ama; sahiden bizim iyiliğimiz için bir şeyler söyleyenler de yok değildir hayatta ancak senin iyiliğin için diyenlerin büyük bir kısmı da kolpadır hani; ''sen''den ziyade kendini düşünür. Herşeyden önce, sen herhangi bir şeyin benim iyiliğim için olup olmadığını nereden bilebilirsin? Anam mısın, babam mısın? Beni ne kadar tanıyorsun? Ben bir olayın, durumun benim için iyi mi kötü mü olduğunu kendim yaşayarak öğrenmek istiyorum belki, bi rahat ver yahu!
Sana çok yakışmış, çok güzel olmuşsun:
Kadınların kullanmayı en sevdikleri yalandır. Ben de kadınım ya, ordan biliyorum. Evet kullandım. Çok fazla değil, bir kaç kez! Bana da kullanılmıştır eminim; nasıl olmuşum? diye sorduğumda arkadaşlarımın beğenmeseler bile kıçıma benzemişsin diyecek halleri yok neticede! Çok yakışmış, süper olmuşsun filan diyecekler.
Hiç unutmam, bir mağdure saçını alakasız bir renge boyatmıştı ve etrafındaki tüm kurbanları nasıl olmuşum, ayy n'olur bi şey söyleee?!? diye paralıyordu. O kurbanlardan biri de bendim ama bir insana bir saç rengi bu kadar mı yakışmaz? Yüzüne de diyemezdim ki ahahaha bu ne lan! Yıkıl karşımdan, gözüm görmesin diye! Nasıl olmuşum t.u.b.a? demişti büyük bir hevesle; çok yakışmış, çok güzel olmuşsun demiştim! (Allah davul yapsaymış o an beni keşke, o zavallı kızı da tokmak!) Gerçekten mi bak doğru söyle dedi üstüne, peki ben ne dedim?: Aaaaa gerçekten yakışmış, açmış seni! :))) (Açmak ne kelime, bir daha kapanmamak üzere açmış hem de! Ah dilimi eşek sıpaları sokaydı! Bak blog yazarken vicdan ve pişmanlık durumları baş gösterdi. Ühühü!)
Kısacası, biz kadınlar sık sık kullanıyoruz bu yalanı. Ben de bu vesileyle bir itirafta bulunmuş oldum sanırım. Blogumun adını t.u.b.a'nın karaladıkları yerine t.u.b.a'nın itirafları mı yapsam acaba? Hımmm...
Sizin de böyle son zamanlarda çok sık duyup tabii canım, tabii bebeğim dediğiniz yalanlar varsa yorum kısmından benimilen paylaşabilirsiniz, lütfen çekinmeyin. Hayır, etraftaki yalancı potansiyelini bileyim de ona göre gardımı alayım diyorum!
Yorumlar