-
Aman ha bölünmeyelim dikkat!
Kürtler'in Kürtçe'yi bölgede ikinci dil olarak kullanmak istemelerine, Kürt dili ve edebiyatını öğreten okulların açılması hakkındaki isteklerine, yine bölgedeki pazarlarda etiketlerin yarı Türkçe - yarı Kürtçe yazılmasına ve belediyelerde Kürtçe tabela kullanmalarına gelen negatif tepkileri anlamak benim için, yani ülkenin büyük ve gelişmiş şehirlerinden birinde yaşayan aklı başında, milliyetçi hezeyanlara kapılmamış bir Türk için o kadar zor ki anlatamam!
Büyük şehirlerde, ülkenin gelişmişlik katsayısı yüksek bölgelerinde yaşayanlar için hayat; diğer bölgelere, özellikle de Güneydoğu'ya nazaran daha rahat işler, doğruya doğru. Daha fazla sosyal alan, daha çok iş imkanı vardır batıda. Tamam, bir elimiz yağda, bir elimiz balda değildir belki ama herşey geri kalmış illerimize oranla daha bir elimizin altındadır; yalan yok.
Şimdi çoğumuz, Kürtçe'nin serbest bırakılmasına, Kürtçe tabelaların, yazıların, isimlerin yasal hale getirilmesine bölüneceğiz! endişesiyle karşı çıkıyoruz ya, elinize geçen ilk fırsatta ne yapın biliyor musunuz sevgili büyük şehirlerde ikamet eden ve bölünmekten ölesiye korkan bilinçli ve vatansever Türk halkı?: Çıkın şöyle yaşadığınız şehrin en işlek caddesine ve bakın bakalım mağaza, dükkan tabelalarına.. Ne görüyorsunuz? Ben sizin yerinize şöyle bir göz gezdirdim geçenlerde, hatta bir kaç tanesini sayayım size: XShop, Trendy, Bilmemne Accesorries, Yıldız Shoes, Bellona, DeFacto, İstanbul Showroom, Pilav House, Kebbab's ve daha binlercesi... Hayır hayır, yabancı menşei değil bu saydığım işletmeler, bizzat Türk girişimcilere ait hepsi.. Neyse, nerede kalmıştık? Ha, Kürtçe tabelalar diyorduk. Evet yasaklanmalı öyle değil mi? Aman Allah korusun, saniyesinde bölünürüz yoksa! '' Bu ülkenin dili Türkçe vatandaş, Kürtçe de nereden çıktı?! ''
Çok afedersin ağam paşam da; sen önce, çok ama çok sevdiğini iddia ettiğin ana dilin Türkçe'nin, bizzat vatanında, bölünmesinden deliler gibi korktuğun Türkiye Cumhuriyeti'nde, İngilizce karşısındaki senelerdir devam eden bu akıl almaz küçük düşürülüşüne sesini çıkar hele. İsmini sırf ''şekil'' olsun diye İngilizce'den, Fransızca'dan, İtalyanca'dan seçmiş o dükkanları, mağazaları git protesto et! Türkçe'yi olabildiğince yozlaştırarak konuşan, yazan; ve bunu marifetmiş gibi kabul eden, artık neredeyse yarı Türkçe - yarı İngilizce bir dil geliştirmiş halihazırdaki Türk gençliğine git Türkçe sözlük hediye et evvela!
Dünyanın bir numaralı bölücü emperyalistinin dilini baş tacı eden sen, kendi öz kardeşinin ana dilini konuşmasını, kullanmasını engelliyor, bir de utanmadan konuşanı da bölücü ilan ediyorsun.
Affet beni ama canım kardeşim, sen zaten çoktaaan bölünmüşsün, gayrı bu saatten sonra dert etme.. Elin nifakçısı istese yapamazdı senin bu yaptığını... Aşk olsun sana....
Yorumlar