-
Adamlar yapmış abi
Bu güne kadar ne Yüzüklerin Efendisi'ne, ne Star Wars'a, ne de Hayri Pıtır'ın pıtırlıklarına gram ilgi, alaka göstermemiş; prim vermemiş biri olarak fragmanını tesadüfen de olsa ilk izlediğim andan itibaren bu filme gitmeliyim dediğim tek bilim-kurgu / fantastik seyirlik Avatar hakkında yazmasam çat diye tam ortadan çatlardım. Böyle rezalet bir biçimde mefta olmama üzülen de çok olurdu eminim :PBir kere nerden geliyordu bu Avatar'a olan anlamlandırılamaz ilgim? Anlamlandırılamaz diyorum, çünkü gerçekten bu tarz konusu uzaylılardan müteakip bilim kurgu filmler zerre ilgimi çekmez, çekenlere de uzaylı gözüyle bakarım. Uzaylı kardeşlerimize karşı büyük bir ilgim var ama filmlerine kıl oluyorum. Çünkü genelde Amerikalı yapımcılar tarafından dünyamızı istila eden koca kafalı pis kaka yaratıklar olarak film edildikleri için (E.T hariç, o bir istisnaydı.. Bizim Badi'ye hiç değinmiyorum, hiç çekilmemiş, biz de hiç izlememişiz gibi davranmak istiyorum!) bana beyaz perdede pek çekici gelmiyorlar. Peki niye Avatar'a gitmek için yanıp tutuşuyordum. Cevap çok basit: Bende mavi renge karşı akılalmaz bir sevgi, bir sempati var. Kıyafet mi alıyorum, rengi mutlaka mavi olur. Makyaj mı yapacağım, mavi farım nerede benim?! Küpe, incik, boncuk almam lazım, pardon mavi renkte neleriniz var acaba? :P Yukarıdaki fotoğrafta da görüldüğü üzere filmde konu edilen uzaylı arkadaşlar mavi mavi masmavi, gözleri boncuk mavi olmasa da boncuk yeşil. Bir mavi ve tonları delisi olarak gel de izleme şimdi! :PUyarı: Yazımın burdan sonrası film hakkında ayrıntılı bilgi içermektedir. Henüz filmi izlememişler için heyecan öldürücü, adrenalin söktürücü etkiye sahiptir. Hatta komple filmi anlatıyorum kardeşim, okuma; geç burayı.. Ya da oku ya, ne yaparsan yap banane! :PŞimdi dedim ya, bu Pandora'nın yerli halkı Na'vi'ler komple, böyle baştan aşağı mavi yaratıklar olmakla beraber, burun ve kulak yönünden Eywa'nın pek özenerek yarattığını söyleyemeyeceğimiz uzaylı şirincikler olmaktadırlar.. Bunlar böyle gezegenleri Pandora'da güle oynaya, efenime söyleyeyim, İkran'larıyla ordan oraya uçuşa uçuşa barış içinde yaşayan bir halktırlar. Lakin böğrüne böğrüne tekme atılası Amerikalılara, dünyanın bir tarafına şey etmek yetmemiş olacak; heleley heleley haydi petrol uğruna sıçıp sıvadığımız dünyadan sonra şimdi de Unobtanium zımbırtısı için Pandora'nın içine edelim heleley! fikri çerçevesinde Pandora'ya çıkarma yaparlar. Elde etmeyi planladıkları maden de Na'vi'lerin köyünün altında bulunmaktadır. Ya adam gibi köyü boşaltacaklar ya da Amerikalılar köyü yerle bir ederek istediklerine ulaşacaklardır. Arabulucu olarak içlerinden Jake Sully adında bacakları kötürüm olan bir askeri Na'vi'lerin arasına salıverirler. Lakin Pandora'nın havasını soluyan herhangi bir insan evladı anında nalları diktiği için ortamla uyumlu Avatar vücutları üretirler bu kafa atılası, saçlarına sakız yapıştırılası Amerikalılar.. Jake'e de böyle solaryumsu bir kabine girip beyin gücüyle Avatar vücuduna hükmetmek kalır. Başlarda Jake, Na'vi'lerden biri gibi görünüp üstlerine bilgi sızdırmaktadır fakat zamanla O'na Pandora'da hayatta kalmak adına bildiği herşeyi öğreten, Na'vi halkına kabul edilmesini sağlayan prenses Neytiri'ye aşık olacak, ve kendi ırkına, yani insanlara ve onların vahşiğine karşı mağdur ve mağrur yerlilerle beraber savaşacaktır. Ne hikaye be!Görsel açıdan vay be adamlar yapmış! lafına cuk oturan Avatar'da en fazla dikkatimi çeken sahnelere gelmek istiyorum şimdi de:- Jake'in aslında bir Amerikalı olduğunun anlaşıldığı sahnede Neytiri'den vetoyu yemesinin ardından hırs yapıp Toruk'u kaptığı gibi kabilenin tepesinde bitiverdiği an (evet, filmi izlemeyenler için çok anlamsız kelime toplulukları bunlar, üzgünüm!) Neytiri ablanın eskiden korkuyordum ama artık korkmuyorum gibisinden bir şeyler zırvalayıp Jake'i tekrar zevceliğe kabul etmesi yuh dedirtti bana! Gül gibi İkran'ı varken yüzüne bile bakmadığın Jake iyi ki Toruk'a terfi edip Toruk Macto oldu! Sendeki de ne sıfır kilometre sevdasıymış ablacım; ayağını yerden kessin yeter, gözün doysun!- Eywa'nın Jake'in duasını kabul ettiği, Neytiri'nin Eywa seni duydu Jake! diye bağırdığı ve ormandaki bütün vahşi hayvanların Amerikan ordusuna karşı saldırıya geçtiği sahnede gözlerim doldu lan, manyak mıyım neyim?!- Pandora diye bir yer varsa gerçekten, beni Pandora'nın yağmurlarında yıkasınlar; vasiyetimdir! :P (Ama münkünse o köpeğimsi siyah canavarın olmadığı bir Pandora rica ediyorum, korktum ben ondan! :P)- Paganlık güzel şey aslında.. Doğayı, ait olduğu yeri, evini özlüyor insan... Na'vi olacam, tutmayın beni! :)- O değil de, madem sinemadan bahsettik; Recep İvedik 3 gösterime giriyormuş. Yazıma böylesine üzücü bir haberle son vermek istemezdim, hepimizin başı sağolsun. Türk sinema seyircisini nasıl bilirdiniz? :P
Yorumlar