-
Eduardo Eduardo, beni bırakıp da nerelere gidiyorsun hain erkek?!
Video: Halit Ergenç ve Bergüzar Korel'in rol aldığı Hırvat marketler zinciri reklamıValla Mısır Devrimi'ni, Amerikan emperyalizmini, ağır abi apoletli devletlerin sömürgecilik tutkusunu, terörle mücadele adı altında yapılan bitmek tükenmek bilmez kıtalararası işgalcilik seyahatlerini filan bilmem de; 3. dünya savaşı Türk dizileri ve Latin Amerika dizileri arasındaki uluslararası prestij mücadelesinden ötürü patlak verecekmiş gibi görünüyor. (yani Meksika ulan entrika bizim işimiz, kimseye pabuç bırakmayız! diyerekten Türkiye'ye nota verebilir, sonra seyreyleyin cümbüşü! :P)
Üstelik şu sıralar, Türk dizileri Latin Amerika dizilerini bir takım dünya coğrafyalarında ezdi, geçti, süpürdü; o raddeye, o başarıya ulaştı yaban ellerde.
Daha evvelinde, bu abovv, vış! nidalarıyla karşılanabilitesi mevcut başarıyı şaşırarak, ne oluyor abi? hissiyatı içinde bloguma yazmış idim. O günlerden bu günlere pek çok şey değişti. Artık salt Arap yarımadası ya da Balkanlar değil; Orta Avrupa da biz Türk gençliğinin önemli bir kısmısının ''ıyy Yaprak Dökümü mü? Ben sadece hav ay met yor madır izlerim cicim, Türk dizilerini çok banal buluyorum, hıh'' şeklinde aşağıladığı ama ne hikmetse her hafta mutlaka zap yaparken denk gelip azıcık ucundan (hı hı) izlediği diziciklerimize ölüp bitmekteler. Belki inanmayacaksınız ama, Tek Türkiye'yi dahi yayımlayan ülke var sevgili okur kitlesi! Evet, o derece!
Aşağıdaki istatistiği toparlamak için yemedim içmedim, ne kadar ecnebi forum, site varsa dolaştım. Netice itibariyle diziler sayesinde bizlere ve Türkiye'ye karşı bakışın ve düşüncelerin ne raddeye geldiğine dair önemli ve dikkate değer ipuçlarına ulaştım:
İşte dizilerimizi izleyip mest olan çeşitli ülkelerden ecnebi insanların yorumları; tıpkı nah tepedeki Umut Sarıkaya karikatürü adamları gibi kıvançla okuyunuz:
- Senelerce bize Türkler'in kötü olduğu öğretildi. Ama bu önyargılar çok saçma. Bu dizi çok güzel.
- İstanbul ve Türk müziği mükemmel!
- Kaynanamla oturup izliyorum (Höh!) Hiçbir bölümünü kaçırmadım. Bizi böyle bir diziyle buluşturduğun için çok teşekkürler BilmemneTV!
- Yaprak Dökümü gelmiş geçmiş en güzel dizilerden biri. Konusu çok gerçekçi.
- Ya bu diziye bayılıyorum ama daha fazla Türk dizisi yayımlayamaz mısınız? Türk dizilerini izlemeyi seviyorum! (Oha be ablacım, serzenişte bulunduğun kanal halihazırda 3 tane Türk dizisi yayımlıyor zaten, ne doyumsuzmuşsun!)
- İstanbul'un harikulade manzaralarını görme fırsatı buluyorum. Binbir Gece'yi o yüzden çok seviyorum.
- İşte bu mükemmel! Güzel Türklere ve Şehrazat'a aşık oldum! (İşte bu yorumu okumamın hemen akabinde sevinç ve gururdan ağlar vaziyette balkondaki Türk bayrağını öperken buldum kendimi. Lan insan kaldıramıyor, öyle deme! Barbar Türkler lafına boyun eyip iyice kanıksadıktan sonra birden şaaak diye Güzel Türkler lafıyla karşılaşınca afalladım, şok geçirdim... Tüm gün şiş gözlerle dolaştım sen ne diyorsun! :P)
Ha olumsuz yorumlar da yok mu; var:
- Türkler bizi 500 yıl boyunca köle yaptı. Ama biz onların dizilerine ölüp bitiyoruz. Sırp halkı kendine gel!
- Tekrar Türkler'in işgali altına girdik! :S
- Bu tür soap operaları hiç sevmiyorum. GaydırıguppakTV'den daha kaliteli şeyler yayımlamasını beklerdim.
Ama saydığım olumsuz yorumlar, olumluların yanında devede kulak kalır; pire kalır, bit kalır, sirke kalır. Yani 100 kişi olumlu yorum yapmışsa, 5 kişi de bize ve dizilere saydırmış; önemsemeye değmez.
Son olarak, bahsi geçen muhtelif dizileri yayımlayan ecnebi tv kanallarından bildiklerimin linklerini de vereyim de olaydan bi haber olanlar hayagücün güzel; iyi sallıyorsun ama yemezler demesin. Bizde yalan yok kardeş, ne okuyorsak o:
Prva TV (Sırbistan'da Yaprak Dökümü ve Gümüş'ü gösteriyor. Bir aralar da Binbir Gece'yi gösterdiydi. Geçen ayların birinde Bergüzar Korel ve Halit Ergenç Belgrad'ı ziyaret etmiş; halk, basın, medya sevinçten deliye dönmüş resmen; burdan şeyedebilirsiniz. İzlemek mi deniyordu neydi, hah işte ondan.)
RTL (Hırvat televizyonu.. Şu sıralar 3 Türk dizisi birden; Dudaktan Kalbe, Ezel ve Binbir Gece'yi yayımlıyor. Hırvatlar bizim dizilere pek bayılmış anlaşılan :P)
Antenna 1 (Yunan kanalı Antenna 1, Binbir Gece ve Gümüş'ü yayımlamakta. Yunanlıların ilgisine fazla şaşırmıyorum. Neticede komşuyuz, çok benzer yönlerimiz var falan fıstık. Doğal karşılamak lazım)
Nova TV (Çek kanalı. Binbir Gece'ye daha yeni başlamışlar ama millet şimdiden hastası olmuşa benziyor. Onur ve Şehrazat'ı Çekçe dublajla izlemek pek bi garipmiş)
Markiza TV (Eh, Çekler'in Binbir Gece'yi keşfetmelerini sağlayan elbette eski toprakdaşları Slovaklar.. Dizi İlk önce Slovak Markiza TV'de yayımlanmış, çok tutulunca Çekler lan biz de yayımlayak o zaman görüsüyle transfer edivermişler. İyi de etmişler, namımız yürüsün. )
OBN (Bosna Hersek kanallarından. Şu sıralar Gümüş, Deli Yürek, Acı Hayat ve - inanması güç ama - Tek Türkiye'yi yayımlıyorlar. N'aptınız siz kardeş?! demek istiyorum burdan Boşnaklara. Tek Türkiye mi? Bu konu hakkında daha fazla yorum yapmayacağım; hayat çok garip.)
BTV (Bulgar televiziyası. Bir vakitler Yaprak Dökümü'nü yayımlayıp Bulgarlar'ın manyak ötesi ilgisine mazhar olunca devamını getirerek şu sıralar Aşk-ı Memnu'yu gösteriyorlar.)
A1 (Makedonya güdümlü bu kanalda da Yaprak Dökümü ve Hanımın Çiftliği yayımlanmakta.)
Şöyle de bir kaç parodik video buldum bizim dizilerin Balkan diyarlarını etkisi altına almasıyla alakalı: 1, 2, 3
Dilden ötürü pek birşey anlamadım ama yine de güzel lan.. Biz Türk dişileri seneler evvel Latin dizilerini izleyip izleyip ağlaşmadık mı Antonyo yi benii! diye? Halk olarak ecnebi memleketleri dizilerde görüp de dillerinden, kültürlerinden etkilenmedik mi sorarım size? Kızçeler yeri geldi kendimizi Marimar yerine koyduk Sergio'ya küfürler yağdırdık; yeri geldi Milagros olduk İvo'yla evlenme hayalleri kurduk.. El kadar olanlarımız kendini Pikaçu aka. sarı piç sandı, camlardan, damlardan atladı. ( Evet baya salakmışız zamanında :P) Şimdi aynı hisleri o uzak diyarlardaki insanlar bizim dizilerimizi izleyerek bizim ülkemiz, dilimiz, kültürümüz, insanımız için hissediyor. Ve bu bizim Rosalinda'yı izleyip saçımızı başımızı Thalia gibi yapmaya çalışmamızdan çok daha fazla mana içeriyor çünkü bir kere Türkiye ve Türkler'in yurtdışındaki imajı pek de iç açıcı değil. Bu diziler sayesinde insanlar aslında öcü olmadığımızı idrak ediyorlar. Misal Binbir Gece'nin gösterilmesinden sonra Balkanlar'da Türkçe'ye karşı inanılmaz bir ilgi artışı yaşanmış, Türkçe kursları yoğun talep görmekteymiş. Tur şirketleri Onur ve Şehrazat'ın şehrine seyahat edin! sloganıyla İstanbul'a turistik seferler düzenliyormuş. Bence bunlar hiç de yabana atılacak gelişmeler değil.
Eskiden Eduardo, Eduardo beni bırakıp da nerelere gidiyorsun hain erkek?! diye inleyen Arap yarımadası, Balkanlar ve Orta Avrupa kadını şimdilerde Amaaan gidersen git be, sana mı kaldım? Benim taş gibi Onur Aksal'ım (Binbir Gece), Mehmet Şadoğlu'm (Gümüş) ve Ezel Bayraktar'ım (Ezel) var. Yürrüüü ancak gidersin! diye haykırıyor adeta. Bu başarıda pay sahibi olan ve emeği geçen herkesi ısırarak öpmeyi kendime görev addediyorum. Gıptayla ve kıvançla takip ediyorum cidden; tebrikler efendim...
Yorumlar