-
Süpermarketler iyi de poşetleri kötü
Sonra diyorlar ki şehirli insanlar sinir küpü de, stres topu da, falan da fişmekan..
Marketlerdeki poşetlerin ağızlarını - hatta komple poşeti - kolay açılan plastikten yapın bakın ortada stres mtres kalıyor mu?
Misal ben, übermarketlerin birinde (arada BİM'i aldattığım oluyor ama yine de seviyeli bir ilişkimiz var; o aldırmaz bu tarz şeylere zati :P) sakin sakin alışverişimi etmiş, arabamı onca şeyle doldurup kasaya gelmişim ki aldıklarım arasında 12li tuvalet kağıdı, buzdolabı poşeti, kırmızı mercimek, kadın pedi, 250 gram yağsız dana kıyma gibi birbirinden alakasız ebatta ve çeşitte ürün var; kasiyer ürünleri dıt dıt okutup bitirmek üzereyken ben hala o lanet olasıca poşeti açmaya çabalıyorum. Peki açabiliyor muyum? Hayır tabii ki! Üstelik kasiyer işini bitirip bana 35 lira 15 kuruş hanfendi derken ben o esnada ne yapıyorum? Evet, halen o Allah'ın cezası dandirik poşetle güreş halindeyim sevgili Werder Bremenliler.. Elbet boynum kıldan ince, çıkarıp parayı veriyorum, akabinde tekrar poşetle boğuşmama kaldığım yerden devam ediyorum. Ve nihayet, dakikalardır hıııııh, inadım inat; bi tarafım iki kanat, açılmayacam işte! diye ısrar eden poşet hazretleri açılıp saçılmaya karar veriyor. Tam oh bee! deyip aldıklarımı poşete sokuşturmaya başlayacakken, kasiyerin bir sonraki müşterinin ürünlerini okutup benimkilerin hemen dibine koyduğunu farkediyorum. Hadi bakalım, bu da bir başka stres nedeni! Lan ya adam / kadın kendinkilerle benimkileri karıştırırsa? Ya benim kadın pedim O'nun poşedine, O'nun traş köpüğü benim poşetime giriverirse yanlışlıkla? Bu tarz karışıklıklar yüzünden doğabilecek ailesel yanlış anlaşılmaların önüne nasıl geçilecek, sormak isterim cümle aleme!
Konu tekrar döndü dolaştı BİM'e geldi ama bu nahoş duruma yine en iyi çözümü BİM getirmiş gibi. Kasaların hemen yanında, çıkış kapısının bitişiğinde, alınan ürünlerin rahatça poşetlenmesi için özel yerler mevcut. Diğer marketlerde bu tarz bir güzelliğe rastlamadım mesela. Ne varsa BİM'de var arkadaş. Sen hem Dost Yoğurt gibi fantastik bir lezzete ev sahipliği yap, hem genel olarak ucuz ol, hem de müşterilerin kasada sinir stres olmaması için özel yerler barındır. Bak yine BİM sevgim depreşti durup dururken.. Ben senin 35 kuruşa sattığın o Max çakması ama sıcak yaz günlerinde insanın içini serinleten dondurmana kurban olurum garip gurebanın can dostu BİM! (Ahahaha çok fakirim lan, gülmeyin tamam! :P)
Alakaya maydanoz: Menapozdan sonraki hayatlarını bakkaldan, çakkaldan beleş poşet ''rica etmeye'' adayan teyzeler vardır ya hani; onlardaki o isteği dillendirme esnasındaki naiflik ve suratlarındaki süt dökmüş kedi ifadesine hastayım ben. Marketlerde de karşılaşıyorum arada sırada; yanaklarını sıkasım geliyor:- Evladım, rica etsem bana bi poşet verir misin? Poşetim yırtıldı da.. :( (Öyle bir surat ifadesi edinmek ki sanki dünyası başına yıkılmış gibi görünmek, uhg!)Poşetlerden sorumlu kasa ve mağaza bakanlığı görevlisinin verilmesi istenen plastik nesneyi uzatmasının ardından:- Allah razı olsun evladım, çok teşekkür ederim! Helal et bak. :D (Teyzemiz sanki kendisine bilmem kaç gros tonluk transatlantik hibe edilmişcesine mutlanarak ortamdan uzaklaşır; yani uzaklaşmak; tekrar ughh!)
Şey: Çok alakasız ama aklıma geldi şimdi; yazmazsam olmaz. Yine böyle marketlerde, mağazalarda, pazarlarda, dükkanlarda; kısacası alma - verme işlemlerinin gerçekleştirildiği mekanlarda pardooon buraya kim bakıyoooo? diye yırtınan orta yaşın biraz üzerinde müşteri profilli ablalar vardır ve bu ablalar sanki sözleşmişcesine cümlenin kim bakıyooo? kısmını hep bağırarak dillendirirler. Eğer onlara bakan bir yetkili, görevli takiben 4 saniye içinde diplerinde bitivermezse, bu sefer daha sert bir sesle buraya bakan yok muuuuuuuu?!! diye höykürürler. Eğer hala bir reaksiyon alamazlarsa oflamalar, puflamalar başlar ve kendi başlarının çaresine bakmaya karar verirler. Bu her alışveriş mekanında aynıdır ama, dikkat edin; sıra hiç şaşmaz: Pardon buraya kim bakıyooo - Buraya bakan yok muuuuuuuu?! - Off ufff üfff. Fikstir bu, böyledir.
Yorumlar